16 Aralık 2007 Pazar

Gafil, hangi üç asır, hangi on asır Tuna ezelden Türk diyarıdır

12 Aralık 2007 Çarşamba






Alemde Şer, OĞUZ'da Er Tükenmez!

1 Aralık 2007 Cumartesi

XX. YÜZYILA GİRERKEN TÜRK DÜNYASI ve İSMAİL GASPIRALI






İsmail Gaspıralı'nın babası, 1810 yılında Kırım'ın sahil kısmında bulunan Gaspıra köyünde dünyaya gelen Mustafa Ağadır. Babası, 1844-45 yıllarında Kafkasya genel valiliği yapacak olan Prens Varantsof'un himayesine girmiş ve Odesa'da Rişelyö Lisesine gönderilmiştir. Daha sonra da tercüman olarak prensin hizmetinde bulunmuştur. 1848 yılında görevinden istifa etmiş ve Kırım'a dönmüştür. 1845 yılında evlenmiş, fakat hanımının ölmesi üzerine 1849'da ikinci evliliğini yapmıştır. Bu evlilikten, ailenin ilk çocuğu olan İsmail dünyaya gelmiştir. Babasının Gaspıra köyünden olması sebebiyle İsmail Bey'e, Gaspıralı lâkabı verilmiştir.

İsmail Bey, alfabeyi Bahçesaray'da, Zincirli Medrese'de Hacı İsmail Efendi adlı bir muallimden öğrendi. On yaşlarında iken Akmescit'teki Rus okuluna gönderildi. Akmescit'te iki yıl okuduktan sonra Vorononej şehrindeki askerî okula, buradan da Moskova Askerî Okuluna giderek öğrenimine devam etmiştir. İsmail Gaspıralı, buradaki öğrenimini tamamlayamadı. Okulu bırakmasındaki en büyük sebep, bu sıralarda Moskova'da hüküm süren İslâv milliyetçiliği olmuştur. Moskova, bilhassa bu devirde İslâvcılığın, müfrit Rusçuluğun merkezi idi. Türk düşmanlığını gaye edinen İslâvcılık, Türklere karşı dinî, millî, kuvvetli bir taassup cereyanını canlandırıyordu.

Rusların taşkın Türk düşmanlıkları bu okulda okuyan Türk çocuklarının ruhlarında derin izler bırakmıştır ki, 1867'de İsmail Gaspıralı ve arkadaşı Mustafa Mirza, okulun altıncı sınıfında okurken yaz tatilini Kırım'da geçirmektense -bu sıralarda Osmanlı Devleti'ne karşı isyan eden Girit'te- asilere karşı savaşmak için Türkiye'ye gitmeye karar vermişlerdir. Ancak bu olay sonuçsuz kalmıştır.

Bu olaydan sonra İsmail Bey okuduğu okula dönmedi, 1868'de henüz 17 yaşında iken 400 ruble maaşla, alfabeyi öğrendiği Zincirli Medrese'de Rusça muallimliğe tayin edildi. 1869 yılında 600 ruble maaş aldığı Yalta'da Dereköy mektebinde öğretmenliği devam ettirdi. Burada iki sene çalıştıktan sonra tekrar eski okuluna (Zincirli Medrese'ye) döndü. Ayrıca Türkçe dersler de vermeye başladı. Fakat bu arada bazı problemler ortaya çıktı. Onun medresede tatbik edilen eski usulü tenkit etmesi, kendisine karşı düşmanlık uyandırdı. Bundan sonra medresedeki görevini terk etmek zorunda kaldı.

İsmail Bey, 1871'de tekrar Türkiye'ye giderek Türk subayı olmayı düşünmüştür. Ancak yarıda kalan tahsili ile subay olmanın zor olduğunu kabul ederek, Rusya haricindeki dünyayı da öğrenip malûmatını ve görüş ufkunu genişletmek duygusu ile tahsilini tamamlamak, ayrıca Fransızcayı öğrenmek için Paris'e gitmeye karar verdi. Nihayet Avrupa'ya gidip üç yıl Paris'te kaldı. Burada hem doğu milletlerinin temsilcileriyle temas kurdu ve hem de batı medeniyetinin temellerini araştırdı. 1874 yılında İstanbul'a gelerek Türk subayı olmanın yollarını araştırdı. Fakat Sadrazam Mahmud Nedim Paşa, Türklük için çırpınan Kırımlı Türk gencinin duygularını değil, Rus sefiri İgnatief'in sözlerini dinlemiştir. Böylece onun hayâlleri bir kere daha sonuçsuz kalmıştır. Bu olumsuzluk İsmail Beyi küstürmemiş, bilakis o, Türklüğün kurtuluşu için mücadeleye devam etmiştir. İstanbul'da amcasının yanında bir sene kalarak Osmanlı Devleti'nin idaresini, milletin iktisadî ve içtimaî meselelerini yakından incelemiştir. Yaptığı araştırmalarda, devleti idare edenlerin Türklüğü fazla düşünmediğini, yabancıların Türkiye'nin zenginliklerini sömürmekle meşgul olduğunu ve milletin eğitim ve öğretim sahasında çok geri kaldığını gözlemlemiştir.

1875 yılında Kırım'a dönen İsmail Bey, Rusya Müslümanlarının durumunu etraflıca öğrenmekle meşgul oldu. 1879'da bir gazete çıkarma teşebbüsünde bulundu ise de müsaade alamadı. Bu dönemde yaptığı araştırmaların, onun mücadele hayatında ne kadar ve hangi istikametlerde tesir ettiğini, gençlik yıllarını "Danyal Bey" adı altında anlatan ve 1906'da Tercüman gazetesinde yayınladığı "Gündoğdu" adlı hikâyesinde görmek mümkündür; "Milletin hâline âşina olmadan millete hizmetin mümkün olamayacağını anlayan Danyal Bey, bu hususta ilmini ve marifetini artırmaya karar verip, milletin arasına atıldı. Köy düğünlerinde, derviş ve ulema meclislerinde, beylerin ve ağaların ziyafetlerinde, medrese hücrelerinde vesair her türlü içtimada bulunup, az söyleyip çok dinleyip bir kaç sene amelî dersler aldı. Her zümrenin iyi yönlerini ve uygunsuz hâllerini görüp öğrenmiş, millî zaafın neden ibaret ve milletin neye muhtaç olduğunu anlamıştı..."

Bu makaleden anlaşılacağı üzere, İsmail Beyin, ilgisizlikten, cehalet uykusuna dalmış Türklüğü uyandırmak, hattâ ayağa kaldırmak gibi yüksek ve sağlam emelleri olduğunu, bu maksatla da milletin her zümresini araştırmaya çalıştığını görüyoruz.

İsmail Gaspıralı'nın Dil ve Kültür Birliği Mücadelesi

...................................................... Makalenin devamına BURADAN ulaşabilirsiniz

30 Ekim 2007 Salı

KIRCAALİ'DE ZAFER TÜRKLERİN



Komşu ülke Bulgaristan'da yerel seçim heyecanı yaşandı. 6.4 milyon seçmeni bulunan Bulgaristan'da seçime katılım oranı ise yüzde 41 olarak gerçekleşti. Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH), seçimlerden...

büyük bir zaferle çıkarak Kırcaali'nin yanı sıra 6 ilçede birinci turda belediye başkanlığını kazandı.

Türkler için büyük öneme sahip olan ve başta Bulgaristan'ın ırkçı partisi ATAKA'nın diğer Bulgar partilerle ittifak arayışına gittiği Kırcaali'de, Belediye Başkanlığı'nı Hasan Aziz yüzde 56.3 oy alarak ikinci defa kazandı. Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Aziz ve Türk milletvekili Remzi Osman, zaferi seçim bürosu önünde havai fişek gösterileriyle seçmenlerle birlikte kutladı. Seçim bürosu önünde toplanan binlerce Türk, ellerinde HÖH'ün flamasıyla birlikte sloganlar atarak Vilayet meydanına kadar yürüdü. Burada toplanan çok sayıda Türk, yeniden başkanlığa seçtikleri Hasan Aziz ve Türk milletvekili Remzi Osman ile birlikte göbek atıp halay çekti.

Yüzde 56.3 oy alarak yeniden Kırcaali Belediye Başkanlığı'na seçilen Hasan Aziz, seçimlerde sadece Türklerden oy almadıklarını belirterek, "Kırcaali'de Belediye Başkanlığı'nı aldık. Bu kadar yüksek bir oy içerisinde hem Türk hem de Bulgar oylarının olduğu görülüyor. Böylelikle Kırcaali'de etnik oylama olmadığını görüyoruz, bu çok çok önemli. Bulgaristan'ın AB'ye girmesinden sonra yerel yönetimler çok büyük rol oynuyor. Bu çok önemli. Bütün yerel yönetimler yaptıkları projelerde AB fonlarından

yararlanıyor. 7 yıl içinde Bulgaristan'da yerel yönetimler yaklaşık 11 milyar euro fon alacak. Hak ve Özgürlükler Hareketi hem yerel yönetimlerde hem milletvekilliğinde, hem AB Parlamentosunda, hem bakanlıklarda önemli yerlere geldiler" dedi.

Bulgaristan'da yapılan yerel seçimlerde HÖH başta Kırcaali ili olmak üzere Mestanlı, Kumovgrad (Koşukavak), Çerneçeva (Yenipazar), Kırkova, Cebel ve Ardino (İridere) ilçelerinde birinci turda seçimleri kazandı.

Bulgaristan'da yasalar gereği seçilebilmek için adayın oyların yüzde 50'sini alması gerekiyor. Adayların yüzde 50 oy alamadığı bölgelerde ikinci tur seçimleri 4 Kasım'da yapılacak.

28 Ekim 2007 Pazar

Ağla Ahıskam ağla, seni üç kuruşa Gürcistan'a satacaklar..


Ahıska Türkleri'nin doğma büyüme vatanları olan Ahıska Türk topraklarını, SSCB dağıldıktan sonra gasp eden Gürcistan'ı BM ve Avrupa Şurası'nın tanıması için Ahıska Türklerinin vatanlarına geri dönmesini temini gerekiyor. Bu görüşmeler Avrupa Şurası, Gürcistan ve Sözde Ahıska Türkleri temsilcisi (Gürcistan'ın satın aldığı birisi) Barbakatze arasında devam ediyor. Bu görüşmeler 2011 yılında yani üç sene sonra bitecek. Ahıska Vatan topraklarımız (Kıbrıs'ın 3 misli büyüklüğünde) Gürcistan'a altın tepside armağan edilecek. 300-500 sözüm ona Ahıskalı geçinen aslında Ermeni, Rus ve Yahudi soylu satılmış Ahıska'ya Türk isimlerini dinlerini ve Güzel Türkçemiz - dillerini reddederek alınacak. Gürcistan vatandaşı olacaklar. Türkiye'de Gürcistan'ın narkozuna giren 22 dernek başkanı ve iki federasyon başkanı da; "Ahıska Türkleri vatanlarına geri dönüyor" diye bayram edecekler. TOKİ yoluyla dernek yönetim kurulundaki hısım ve akrabaların memnun edilmesinin akabinde şimdi de Gürcistan'a götürülüp - getirilerek fikr-i iğfal hareketi neticesinde 6260 km2'lik vatan toprağımız Ahıska 2011 yılında Girit gibi, Filistin gibi elimizden uçup gidecek. Birkaç kanı bozuk zengin edilecek o kadar!..

18 Eylül 2007 Salı

27 Ağustos 2007 Pazartesi

GÜRCİSTAN'DA İLK TÜRK KURULTAYI



Gürcistan'da yaşayan Azerbaycan Türklerinin birlik ve beraberlik için düzenleyecekleri ilk kurultayın hazırlıkları büyük bir hızla devam ediyor. "Gayret" halk hareketinin başkanı Alibala Asgerov...
düzenlenecek kurultayın esas amacının bu ülkede yaşayan Azerbaycan Türklerinin

sorunlarının belirlenmesi ve tam birliğin sağlanması olduğunu söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
"Bu kurultay Gürcistan'da yaşayan Azerbaycan Türklerinin milli hukuklarına, ana dillerinde eğitim görmelerine ve yaşadıkları insani sorunlara adanacak. Biz Azerbaycan okullarının devam etmesini ama bu arada Gürcü dilinin de öğrenilmesi gerektiğini teklif ediyoruz. Kurultayın bu ve benzeri tekliflerinden oluşan içeriği Gürcistan yönetimine sunulacak."Gürcistan'ın tamamen Türk Borçalı bölgesinde 500 binden fazla Azerbaycan Türkü yaşıyor. Başkent Tiflis'te ve diğer bölgelerde de Türklerin sayısı azımsanmayacak sayıda. Gürcistan'da halen Azerbaycan Türklerine ait 164 okul faaliyet gösteriyor, ama son zamanlarda Gürcistan hükümeti yeterli kaynak olmadığı bahanesi ile bu okulları birer birer kapayarak, Türkçe eğitimin önüne set çekiyor.


Gürcistan'da Karapak Türkleri'nin feryadı


Gazeteci Seyfullah Türksoy, Gürcistan'da yaşayan Karapapak Türkleri ile görüştü. Onların sorunlarını dinledi.Türksoy'un yazısı:

GÜRCİSTAN'DA KARAPAPAK TÜRKLERİ'NİN FERYADI!

Gürcistan burnumuzun dibinde bir ülke...
4 milyon nüfuslu yoksul bir memleket..
Enerji dahil, hemen her konuda dışa bağımlı..
Son zamanlarda Türkiye ile Gürcistan arasındaki ilişkilerde olumlu gelişmeler var...
İki komşu ülke birbirine vizeyi kaldırdı..
THY hergün Tiflis'e uçuyor..
Heyetler karşılıklı ziyaretler gerçekleştiriyor...
Bütün bunlar çok güzel..
Ancak işin bir başka boyutu var.
Ne yazıkki Türkiye bunun yeterince farkında değil.
Gürcistan'da 500 bin nüfuslu Karapapak Türkleri gerçeği var...
Unutulan,ihmal edilen bir topluluk...
Türksoy'la İpekyolu'nun çekimleri için bir süre önce
bu soydaşlarımızın arasındaydım...
Karapapaklar'a Terekeme Türkleri de deniliyor...
Başta Kars ve Ardahan olmak üzere ülkemizin pekçok
şehrinde yaşayan Karapapaklar'ın baba ocağı Tiflis yakınlarındaki Borçalı bölgesi..
Karapapaklar binlerce yıl önce bu toprakları vatan yapmışlar..
Gürcüler Borçalı'nın adını Marneuli diye değiştirmiş...
Borçalı'da yüzlerce Türk köyü var.
Pekçoğunu gezdim..

GÜRCİSTAN'DA HALEN 500 BİN TÜRK YAŞIYOR

Ben yıllardır Türk Dünyası'nın hemen her köşesini az çok gezen bir gazeteci olarak
Borçalı'da bozulmamış, yozlaşmamış bir Türklük gördüm...
Karapapak Terekemeler dillerini yaşattıkları gibi dinlerini de yaşatmışlar...
Pekçok köyde yeni inşa edilen minarelerden günde beş defa ezan sesi yükseliyor.
Genellikle tarım ve hayvancılıkla geçiniyorlar...
Bazı Türk bölgelerindeki semt pazarları Gürcü yönetimince kapatılmış.
Binlerce insan ekmeğinden olmuş.
Türk köylerinde yol yok, su yok..
İşsizlik en büyük sorun.
Gençler işsiz ve umutsuz...
Acıdır ki Türkiye'den her yıl çok sayıda heyet Gürcistan'a gidiyor
Fakat ne hikmetse Ulu Türk yurdu Borçalı genellikle ihmal ediliyor..
Sayıları az buz değil; tam 500 bin Türk!

SOĞUK VE AÇLIKLA MÜCADELE EDİYORLAR

Ziyaret ettiğim Sadaklı köyünde, dağdan çalı çırpı toplayıp bu soğuk kış gününde
yavrularını soğuktan korumaya çalışan kadınlar,
"Pazarlarımızı kapattılar. Ekmeğimizi elimizden aldılar.
Çocuklarımız açlıktan ölüyor" diyerek feryat ediyorlardı!
Gürcistan'ı ziyaret eden bazı kurum ve kuruluşlar genellikle Gürcü müslümanlarının yaşadığı Acara'ya odaklanmışlar.
Bütün yardımlar o bölgeye gidiyor. Bu bilinçli mi yapılıyor, onu bilemiyorum.
Bir süre önce Türk Dünyası Belediyeler Birliği yetkilileri de Gürcistan'a gitmişler; onlar da Karapapaklar'ı ıskalamış.
Aklın alacağı bir iş değil!
Sivil toplum örgütleri dünyanın bir ucuna yardım elini uzatırken burnumuzun dibindeki bu insanların feryadı niçin duyulmuyor!
Bu insanlar hem dindaşımız, hem soydaşımız.
Sovyetlerin en katı dönemlerinde bile pekçoğu nüfus cüzdanına Türk yazdırmış..
Yürekleri Türkiye için çarpıyor..
Evlerde Türk kanalları seyrediliyor..
Kiminle konuşsam Türkiye'ye canımız feda diyorlar...
Oysa biz onlara Gürcistan Azerileri diyoruz..
Halbuki onlar Oğuzlar'ın farklı bir boyu olan Karapapak Türkleri..
Onların sorunlarını Azerbaycan'a havale etmek haksızlık olur..
Azerbaycan'ın imkanı ve gücü ortada...
Karapapaklar'a öncelikle Türkiye'nin sahip çıkması gerekir..
Bu soydaşlarımızı Gürcüler'in insafına terkedemeyiz!
Karapapak Türkleri onurlu ve mert bir topluluktur.
Türkiye'den tek istekleri biraz ilgi..
Hepsinin kalbini fethetmek inanın çok kolay.

HAMASET ÇOK, İCRAAT YOK

Ülkemizde pekçok konu gibi Türk Dünyası hakkında da bilgi eksikliği var.
Hemen herkes bu konuda ahkam kesiyor ama ne yazıkki binlerce yıldır
yanıbaşımızda yaşayan Karapapaklar'dan haberimiz yok!
Yıllardır bu ihmal ve ilgisizlik, bilgisizlik devam ediyor..
Gürcü kökenli Sovyet diktatörü Stalin, Gürcistan sınırındaki bütün Türkleri tehlike olarak görüyordu.
O, 1944 ve sonraki yıllarda Ahıska Türklerini, Karadeniz Türklerini,
Karapapak Terekemeler'i sürgüne göndermiş;
sırf Türk oldukları için binlerce soydaşımızı katletmişti.
Biz ise orada her türlü zulme rağmen dillerini, dinlerini, geleneklerini yaşatan soydaşlarımızdan bihaber yaşıyoruz.
Konferans salonlarında, parti mitinglerinde atıp tutmakla olmuyor;
gitmek, görmek, aralarında yaşamak gerek!
Kuru kuruya bir Türk Dünyası söylemiyle bir yere varamayız.
İcraat lazım!
Hey! Türkçü geçinen kuruluşlar neredesiniz?
Vakıflar, dernekler, cemiyetler bu feryadı duyuyor musunuz?
Mangalda kül bırakmayan partiler!
Nerede sizin gençlik örgütleriniz!
Bir Deniz Feneri kadar da olamıyor musunuz?
Deniz Feneri pekçok ülkede devletin ve Kızılay'ın önünde...
Bu arkadaşları alkışlıyorum.
Dilerim Karapapak köylerine de yolları düşer.
Birkaç günlük seyahatim sırasında güzel gelişmeler de gördüm:
İlk defa Tika bu soydaşlarımıza yardım elini uzatmış.
Mustafa Coşkun isimli Tika görevlisinin gayret ve himmeti bu köylerde hissediliyor.
Bir de Aziz Mahmud Hüdai Vakfı'nın eğitim faaliyetlerini gördüm.
Türkiye'den giden fedakar öğretmenler gençlere dinlerini öğretiyorlar..
Gürcistan'da faaliyet gösteren Fethullah Gülen okulları politik davranarak eğitim hizmetlerini
Gürcü ve Acaralar üzerinde yoğunlaştırmışlar!
Gürcü yönetimin hışmına uğramamak için olsa gerek,Karapapak Türkleri'ne biraz mesafeliler...
Tekrar üzerine basa basa söylüyorum;
Lakırdıyla laf salatasıyla milliyetçililk, ulusalcılık olmuyor...
Bu bir gönül işi, yürek işi..
Kısmetse önümüzdeki hafta kanal 7'de Türksoy'la İpekyolu adlı programımda Karapapak Terekeme Türkleri gerçeğini bütün Türkiye'ye duyuracağız.
Umarım bu kardeşlerimizin feryadı anavatan Türkiye'de yankı bulur!
Aşıklar, ozanlar yurdu; Şenlik Baba'nın, Aşık Kemandar'ın, Mihrali Bey'in baba ocağı,
Dede Korkut diyarı Borçalı'dan bütün Türk Dünyası'na selam olsun!

www.turksoylaipekyolu.com

BATI TRAKYA SEÇİME HAZIRLANIYOR


Batı Trakya Türkleri için büyük önem taşıyan Yunanistan seçimlerinde Türk adaylar birer birer belirlenirken İskeçe'deki bağımsız listeden hala olumlu bir haber yok. Batı Trakya'da yaşayan Türkler...
yıllardır süren eğitim, din, etnik kimlik ve işsizlik sorunlarına artık bir çözüm bekliyor.
Kendi sorunlarını yakından bilen Türk adayların, hangi partiden olursa olsun listede yer alması ve milletvekili seçilmesi, sorunların meclise taşınması açısından büyük önem taşıyor.
İşte bu nedenle, Türk azınlık 16 Eylül Pazar günü yapılacak seçimlerde, parlamentoya milletvekili gönderebilmek için var gücüyle çalışıyor.
Partilerin Türk Adayları Belli OlduPasok ve Yeni Demokrasi Partisi'nin Rodop ve İskeçe'deki Türk milletvekili adayları belli oldu.
Pasok'un Rodop AdaylarıPasok Rodop Adayı Rıdvan Kocamümin, "İki parti yarışıyor diye düşünüyorum, Biri Pasok biri Yeni Demokrasi Partisi, ben çok şanlı görüyorum kendimi yeter ki oyları doğru kullanalım" dedi.
Pasok Rodop Adayı Ahmet Hacıosman de "Batı Trakya'nın çeşitli problemleri devam etmektedir. Toplumumla yıllardan beri iç içe yaşamaktayım, edinmiş olduğum deneyimle eğer milletvekili olursam mücadele ve gayretlerimi sarfedeceğim" diye konuştu.
Yeni Demokrasi'nin Rodop AdaylarıBatı Trakya Türklerinin hakları için mücadele eden Yeni Demokrasi Partisi Milletvekili İlhan Ahmet ise bugüne kadar Meclis'te bir çok önerge verdiğini ve bazı konularda yol katettiklerini söyedi.
Ahmet, Pasok'un Batı Trakya Türklerine karşı tavrını son derece sertleştirdiğini ve verdiği önergelerle Türkleri rencinde ettiğini belirtti.
İlhan Ahmet, "33 milletvekili soru önergesiyle Batı Trakya Türklerini bölgede tehdit olarak görmüş, Türkiye'deki Ziraat Bankası'nı Gümülcine'de ve Atina'da bu çok önemli şube açma niyetini satın almayı bırakın sadece şube açmasını bile şiddetle kınamış. 'Karamanlis Batı Trakya'yı Türklere teslim ediyorsun' diyerek bizi rencide etmiştir" diye konuştu.
Yeni Demokrasi Partisi Rodop adayı Erdoğan Sait de "Bölgede sorunlarını bölge sorunlarını çok iyi tanıdığımız azınlık davamızda bir bayrak yarışı olduğunu her zaman savunanlardanız" dedi.
Yeni Demokrasi'nin İskeçe Adayı Yeni Demokrasi Partisi İskece adayı Orhan Hacı İbrahim ise, "Cemaat seçimlerinin yapılıp cemaat yönetimlerin halkın tercihleriyle getirilmesi gerekiyor. Ve bu sorunun çözülmesi gerekiyor. İşsizlik sorunu Batı Trakya Türkleri içinde oranı çok yüksek" diye konuştu.
Her genel seçim öncesi Türk azınlığın oylarına talip olan siyasi partiler, Batı Trakya'da yaşanan sorunlara ve haksızlıklara ne kadar sahip çıkacak, onu zaman gösterecek.

16 Temmuz 2007 Pazartesi

18 Mayıs 2007 Cuma







TÜRK KİMDİR ? ''Sayfa Yapım Aşmasında ''




  • TÜRK KİMDİR
Biz;
Anadolu’da OĞUZ’uz,
Orta Osya bozkırlarında KIPÇAK,
Doğu Türkistan’da KARLUK’uz.
Kafkaslar’ın güneyinde AZERİ’yiz,
Kuzeyinde BALKAR’ız, KARAÇAY’ız,
Aynı yerde hem KUMUK, hem NOGAY’ız.
Karadeniz’in kuzeyinde TATAR,
Güneyinde OĞUZ,
batısında GAGAUZ’uz.
Moskova’nın doğusunda TATAR.
Aynı yerde kah BAŞKURT,
kah ÇUVAŞ’ız.
Sibirya’nın güneyinde ALTAY’ız, HAKAS’ız, TUVA’yız,
Sibir steplerinde (Yakut değil) SAKA’yız.
Hazar’ın güneyinde İLHANLI,
Doğusunda KARAHANLI’yız.
Tarihin değişik evrelerinde
Avrupa’da HUN’lu
Anadolu’da SELÇUKLU
Balkanlar’da OSMANLI’yız.
Biz eskiden;
Kaşgar’da MAHMUD idik,
Balasagun’da YUSUF HAS HACİB,
Yesi’de HOCA AHMED YESEVİ
Bakü’de RESULZADE, FUZULİ...
Taşkent’te ALİ ŞİR NEVAİ
Semerkant’ta ALİ KUŞÇU
Aşgabat’ta MAHDUM KULU
Preveze’de BARBAROS HAYRETTİN idik,
Prut’ta BALTACI MEHMED,
Plevne’de GAZİ OSMAN,
İstanbul surlarında ULUBATLI HASAN,
Malazgirt’te SULTAN ALPARSLAN.
Balkanlar’da SADIK AHMET
Kırım’da İSMAİL GASPIRALI
Kıbrıs’ta FAZIL KÜÇÜK,
Ankara’da, Sakarya’da, Dumlupınar’da MUSTAFA KEMAL ATATÜRK idik.
Çaresiz hastalar başında İBN-İ SİNA
Semerkant rasathanelerinde ULUĞ BEY
Selimiye’nin minarelerinde MİMAR SİNAN
Bugün yine biz;
Astana’da NURSULTAN NAZARBAYEV’iz,
Almatı’da OLCAS SÜLEYMAN
Türkistan’da RAHMANKULU BERDİBAY’ız
Bişkek’te ASKAR AKAYEV, CENGİZ AYMATOV’uz.
Taşkent’te ERKİN YUSUF,
Aşgabat’ta BAHTİYAR VAHAPZADE’yiz.
Ankara’da ALİ’yiz, OSMAN’ız, KEMAL’iz
Kıbrıs’ta RAUF DENKTAŞ
Balkanlar’da İLHAMİ EMİN, FAHRİ ALİ,
NIKOLAY BABAOGLU ve RAHMİ ALİ’yiz.
Kırım’da Gaspıralı’nın Bugüne düşen gölgesi gibi,
Mustafa CEMİLOĞLU’yuz.
Kısacası biz; OĞUZ’uz,
KIPÇAK’ız, KARLUK’uz
Tarihin iyi bildiği ad ile biz; TÜRK’üz,
Ergun Özgen

Konu başlığı eklenecek






Konu eklenecek 2






Konu başlğı eklenecek






Sayfa Yapım Aşamasında




Dedekorkut